20 Eylül 2016 Salı

22 Eylül - Dünya otomobilsiz yaşam günü / World car free day

www.bikes-vs-cars.com 

“Bir ‘Arabasız Gün’ gezegenimize hediyedir.”
Thich Nhat Hanh


Bir an durup ‘Acaba, otomobilsiz bir yaşam size ne ifade ediyor’ diye düşünür müsünüz? Belki gerçekten otomobile çok bağımlı bir yaşamınız var ve onsuz kendinizi eksik hissediyor olabilirsiniz. Ama siz yine de düşünün, hayatınıza ve başkalarının hayatlarına sağladığı faydalarla birlikte verdiği zararları da bir düşünün. Faydaları görürken zararları gözardı etmeden, zararları görürken faydaları yok saymadan düşünebilirsek belki arabaları daha yararlı şekillerde kullanmak mümkün olabilir!


Evet, hiç kuşkusuz otomobilin hayatımıza getirdiği kolaylıklar var, otomobil uzakları ulaşılabilir kılan konforlu bir ulaşım aracıdır. Aynı zamanda bugün biliyoruz ki benzin ve dizel gibi fosil yakıtlar iklim değişikliğinin başlıca sebebidir. Bununla birlikte fosil yakıtların çıkarılması esnasında yaşanan kazalar, okyanusları ve diğer canlıların yaşamını ciddi ölçüde tehdit ederken, geri dönüşü imkansız zararlar vermektedir. Bu nedenle direksiyon başına geçtiğimiz her an bu sorumlulukları da üstlendiğimizin farkında olmalıyız. 

https://en.wikipedia.org/wiki/Deepwater_Horizon_oil_spill
Belki iklim değilikliğinin Haiti’de neden olduğu fırtınaları ya da Meksika Körfezi’nde petrol sondajları esnasında yaşanan kazaları görmek ve hissetmek her an hepimiz için mümkün olmayabilir. O zaman şehirlerimize bakalım, her geçen gün zorlaşan hayatlarımızı görelim. Özellikle büyük şehirlerde trafikte geçen saatlerden şikayetçi olmayan kaç kişi var ya da gelişmekte olan şehirlerde artan trafiği fark etmeyen? Dün konfor dediğimiz bugün biz farkına bile varmadan konforsuz ve stresli bir yaşama dönüşmeye başlamış olabilir mi?

Peki, hem şoförler hem de yolcular için stresi arttıran tek faktör trafikte sıkışıp kalmak mı? Her geçen gün şehirlerin daha çok otomobiller için tasarlanmış mekanlara dönmesinin bizi yalnızlaştırdığının farkında mıyız? Her geçen gün araç trafiği için genişleyen yollar, sürekli yenileri eklenmek zorunda kalınan bağlantı yolları, kavşaklar, artan otopark alanları ile azalan ağaçlar, içimize ferahlık veren kuş cıvıltılarının yok oluşu, yürüyüş yollarının ve yeşil alanların yok olması ile yolda insanlarla selamlaşmayı unutmak! Böylece kendimizden başka diğer canlılar ile olan bağlantımızı her gün biraz daha biraz daha koparmamız da bize konfor sağlayan bu aracı kontrolsüz ve düşüncesizce kullanmamızdan kaynaklanmıyor mu? 

Öyleyse yerleşik otomobil kültürüne nasıl alternatifler getirebiliriz?

Yürümek : İlk olarak kısa mesafelerde otomobil kullanmak yerine yürümeyi tercih edebiliriz, bunun gezegenimiz için faydası çok büyük olacaktır. Çünkü aracımızla her dur-kalk yaptığımızda karbon salınımı uzun mesafedeki karbon salınımından fazla olmaktadır. Ayrıca yürümeye başladıkça bize uzun görünen mesafelerin aslında o kadar da uzun olmadığını fark edebiliriz.

Bisiklet : Kısa ve orta mesafede bisiklet kullanabiliriz, ülkemizde hatırlamamız gereken bir diğer konu da bisikletin keyifli ve kullanışlı bir ulaşım aracı olduğudur. Bisiklete binerek gezegenimizin sağlığını gözetirken aynı zamanda kendi sağlığımız için de gerekli olan sporu hayatımıza kazandırabiliriz.

 Amsterdam / www.gezio.com
Toplu taşıma : Toplu taşıma kullanmak da çoğu zaman hayatımızı kolaylaştıran bir yoldur, öyle ki toplu taşıma kullandığımızda otopark arama zahmetine girmemiz gerekmez ve aslında bu durum bizim için ufak da olsa bir özgürlük sağlamış olur. Diğer yandan direksiyon başında yaşadığımız stresi üzerimizden atmış oluruz, oysa bu zamanları keyifle müzik dinleyerek, kitap okuyarak da geçirebiliriz. 

Araç Paylaşımı : Araç paylaşımı bir diğer keyifli yoldur, hem yalnız yolculuk yapmamak hem de ekolojik ayak izimizi paylaşmak için aynı güzergahta yolculuk yapan kişilerin araç paylaşımı uygulamaları ile trafikteki 100 otomobili 50 ya da 30 araca indirebilmesi olasılığı sizin de kulağınıza hoş gelmiyor mu? Bunun için de ülkemizde blablacar ve yolyola gibi uygulamaları kullanmak mümkün.

Biliyoruz ki kurgulanan bu sistemde yürümenin, bisiklete binmenin, toplu taşıma kullanmanın ya da araç paylaşımının da olumsuz tarafları var. Ancak ne kadar çok insan bu yolları benimserse bu seçeneklerdeki olumsuzlukları da o ölçüde iyileştirmek mümkün olacaktır, oysa canlılar için iklim değişikliğinin ya da yaşanan sondaj kazalarının telafisi yoktur. Unutmamalıyız ki her şey birbirine bağlıdır, bizler otomobillerimizi bırakırsak yerel yönetimler de yürüyüş yolları, bisiklet yolları ve toplu taşımayı kolaylaştırıcı çalışmalar yapmak zorunda kalacaktır. Temelde bilmemiz gereken, her eylemimizin bir sonucu olduğudur. Eylemlerimizle aynı düzenin, her geçen gün daha kötüye sürüklenişini görmezden gelerek hayatımıza devam edebiliriz ya da bunu değiştirmek için hayatımızda ufak değişiklikler yapabiliriz. Farkına vardıkça daha yaşanabilir şehirler, daha keyifli hayatlar yaratmamız mümkün. 

Farkındalık öyle güzel bir gerçeklik ki her geçen zamanda önümüze yeni ve daha önce bakmayı bilmediğimiz bir manzara çıkartır. Bir gün bir bakmışsınız, direksiyon başında değil, iki ayağınızın üzerinde yürüyorsunuz ve unuttuğunuz bazı şeyleri hatırlıyorsunuz yeniden. Mevsim geçişlerini, kuşların cıvıltısını, tatlı bir esintiyle yüzünüze çarpan çiçek kokusunu ve belki de bir insanın tebessümünü…  

Yerleşik bir kültürü değiştirmek kolay olmayabilir, ama imkansız da değildir! 

Sizler de 'arabasız günleri' önemsiyor ve bu konudaki farkındalığın artmasını istiyorsanız 22 Eylül'de otomobilsiz bir gün geçirip, gezegenimize bir hediye verebilir, #arabasızgün ve #worldcarfreeday tabelaları ile sesimizin daha çok insana ulaşmasını sağlayabilirsiniz.

Nurdan Kan


Daha fazla bilgi için: http://www.worldcarfree.net


-------------------------------------------------------------------------------------------------

Yazar'dan bir not:

Kendi deyimimle, ana yoldan hızlıca değil de yan yoldan daha sakin ilerlemek olarak ifade ediyorum hayatımı. Benim gibi yan yolları seçen dostlarım da var çok şükür, yalnız değilim. Bu yan yolda masrafım, ana yola göre oldukça az olsa da yine de bu yol için de bazı girdilere ihtiyacım oluyor,  bir köy ziyareti ya da bir eğitim için ya da çok basitçe yaşamak için.

Sevgili arkadaşım Emre de benzer bir yaşamı sürdürmek için uzun zamandır armağan ekonomisini kullanıyor. Bana da ilham oldu aslında. Eğer yazdığım yazılar ya da yaptığım eylemler içinizde bir değer yaratıyorsa, benimle armağanlarınızı paylaşmanızı isterim. Bu bir cümle, düşünce, bir armağan ya da para olabilir.

İşte istemenin de zamanı gelmiş J Öyle güzel oturdu ki içimde yerli yerine, düşünün ki bu keyifle okuduğunuz bir gazetede yayınlanan bir köşe yazısı hem de görmek istemediğiniz reklam sayfaları yok. Eğer mutlu ettiyse bu yazı sizi, neden benimle armağanlarınızı paylaşmayasınız ki ;)

Lütfen bana yazın, nrdnkan@gmail.com 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder